Uçan Süpürge Film Festivali’ne geri sayım başladı: Öğrencilere bin bilet hediye

Bu yıl 26’ncısı düzenlenecek Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ne geri sayım başladı. 31 Mayıs – 7 Haziran tarihleri arasında Ankara’da Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşecek festivalde dünyanın dört bir..

Uçan Süpürge Film Festivali’ne geri sayım başladı: Öğrencilere bin bilet hediye
Son Güncelleme: Whatsapp

Bu yıl 26’ncısı düzenlenecek Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ne geri sayım başladı. 31 Mayıs – 7 Haziran tarihleri arasında Ankara’da Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşecek festivalde dünyanın dört bir yanından toplam 64 film izleyiciyle buluşacak.

Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali bu yıl “Daha Fazlası, Daha Azı Değil” temasıyla düzenleniyor.


Ödüller açılış gecesinde verilecek

Festivalin her yıl sinemadaki kadın emeğinin altını çizmek, yeni kuşak kadın sinemacıları cesaretlendirmek üzere verdiği ödüller 31 Mayıs akşamı düzenlenecek açılış gecesinde sahiplerine takdim edilecek.

Bu yıl ‘Onur Ödülü’ oyuncu Tilbe Saran’a, ‘Bilge Olgaç Başarı Ödülleri‘ oyuncu Asiye Dinçsoy, yönetmen-senarist Belmin Söylemez ve kurgucu Selda Taşkın’a, ‘Genç Cadı Ödülü‘ ise oyuncu Öyküsu Özyürek’e verilecek.

Toz Bezi

Özel Gösterimler

Festivalin ‘Özel Gösterimler’ bölümü kapsamında; Tilbe Saran’ın başrolünde olduğu ‘Çekmeceler’, Asiye Dinçsoy’un rol aldığı ‘Toz Bezi’, Selda Taşkın’ın kurgusunu yaptığı ‘Ela ile Hilmi ve Ali‘ ile Öyküsu Özyürek’in rol aldığı ‘Cehennem Boş, Tüm Şeytanlar Burada‘ filmleri izleyiciyle buluşacak.

Belmin Söylemez’in ise kısa film ve belgesellerinden oluşan retrospektifi ile gösterildiği festivallerden ödüllerle dönen son filmi ‘Ayna Ayna‘nın gösterimi yapılacak.

Her Biri Ayrı Renk

Festivalin FIPRESCI Ödülü‘ne aday filmlerin yer aldığı bölümü ‘Her Biri Ayrı Renk‘te Meksika’dan Litvanya’ya, İsveç’ten Şili’ye dünyanın farklı ülkelerinden yapımlar bir araya geliyor.

Antrenörlerinin görevden alınması, yetersiz imkanlar ve Covid-19 pandemisi gölgesinde 2020 Olimpiyatları’na hazırlanan senkronize yüzme sporcuları Mısra ve Defne’nin öyküsünü anlatan ‘Düet’ bölüm kapsamında gösterilecek.

Güneş Tutulması

Nataša Urban, ‘CPH:DOX’ ödüllü heyecan verici belgeseli ‘Güneş Tutulması’ ile yıllar sonra ardına bakmadan gittiği ülkesine geri dönüyor ve eski Yugoslavya’da işlenen savaş suçlarını ve soykırımı anlatıyor.

Apolonia, Apolonia

Sofia’dan Hong Kong’a, Amsterdam’dan IDFA’ya gösterildiği festivallerde ödüllere layık görülen Lea Glob imzalı ‘Apolonia, Apolonia’ sanat dünyasında yerini bulmaya çalışan bir kadının 13 yıllık portresi. Film her ne kadar Apolonia’nın hikayesi gibi görünse de aslında yönetmen Lea da dahil tüm kadınların hikayesi. Filmde bir kadın olarak ataerkil dünyada kendini kaybetmeden nasıl başarılı olunabileceği, aşılması gereken engeller, yapılması gereken fedakarlıklar gözler önüne seriliyor. 

Yavaş

Yönetmen Marija Kavtaradze’nin 2022 Sundance Film Festivali’nde Dünya Sineması – Dramatik bölümü Yönetmen Ödülü’nü kazandığı ‘Yavaş‘ biri dansçı diğeri işaret dili tercümanı olan iki kişinin aşkına odaklanıyor. Bedenleri ya da sessizlikle kendilerine ifade eden çiftten birinin aseksüel olduğu gerçeği, onları fiziksel olarak birbirlerine ulaşabilmek için doğru ifade biçimini aramaya yönlendiriyor.

Totem

Bölümün bir başka yapımı Meksikalı yönetmen Lila Avilés imzalı ‘Totem. 2022 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan ve festivalin favorileri arasında gösterilen film bir aileyi yedi yaşındaki kız çocuğu Sol’ün gözünden anlatıyor. Ölüm, kayıp ve hayat üzerine derin gözlemleri doğal bir akış ve karmaşık karakterlerle yakalayan film Sol’ün hem aile fertleri hem de doğayla ilişkisini de dokunaklı bir şekilde çiziyor. 

1976

Manuela Martelli’nin oyunculuktan yönetmenliğe geçtiği ilk filmi ‘1976‘, burjuva bir ailenin üyesi Carmen’in Pinochet karşıtı direniş hareketine vicdanının rehberliğinde dahil olmasını konu alıyor.

Ölü Bir Arkadaşı Kurtarmak

Marusya Syroechkovskaya’nın 12 yıllık bir sürede çektiği, onlarca ödül sahibi belgeseli ‘Ölü Bir Arkadaşı Kurtarmak‘ kişiselden yola çıkarak Putin Rusyası’nın kırılgan ve toplumun kenarında yaşayan bireyler üzerinde yarattığı geleceksizlik hissi üzerine akıldan çıkmayacak bir portre çiziyor.

Arjantinli yönetmen Melisa Liebenthal’in kurmaca ile belgesel arasında ince bir çizgide başarıyla gezinen filmi ‘Denizanasının Yüzü‘ kimlik konusuna yaratıcı, hafif ve eğlenceli bir üslupla bakıyor ve “Yüzümüzden bağımsız bir kimlik inşa edebilir mi ya da imajımızın ötesinde biri olabilir miyiz” sorularına cevap arıyor. 

Pembesiz Mavisiz

Dün Gece Söylediğin Bir Şey

Luis De Filippis’in Toronto, San Sebastian ve Rotterdam başta olmak üzere gösterildiği tüm festivallerde büyük ilgi gören ilk filmi ‘Dün Gece Söylediğin Bir Şey‘, yirmili yaşlarındaki yazar adayı Ren ve küçük kız kardeşi Siena’nın başrolde olduğu ebeveynlerle isteksizce çıkılmış bir aile tatilinde geçiyor. Farklı türden bir trans hikayesi sunan yapım, pek çok klişeyi başarıyla yıkıyor.

20.000 Arı Türü

Bask yönetmen Estibaliz Urresola Solaguren’in 2023 Berlin Film Festivali ana yarışmada prömiyerini yapan filmi ‘20.000 Arı Türü‘ kendine farklı isimlerle hitap edilmesinden hoşnut olmayan sekiz yaşındaki bir çocuğun ailesinin yanında kendi benliğini keşfetme hikâyesi. Ailenin kadınlarının da kendi hayatlarıyla arzularını sorguladıkları filmin başrolünde yer alan sekiz yaşındaki Sofia Otero ise Berlinale’de ödül alan en genç oyuncu olarak tarihe adını yazdırdı. 

Mavi Kaftan

Maryam Touzani imzalı Fas’ın 2022 Oscar adayı olan ‘Mavi Kaftan’, “Aşk aşktır” cümlesini açık bir kalp, iyi yürekli karakterler ve çatışmanın yerine anlayış ile sevgiyi koyarak işliyor.

Olay Yeri Aile

Elektrikli Düşlerim

Valentina Maurel’in pek çok ödüle sahip ilk filmi ‘Elektrikli Düşlerim’, annesi, kız kardeşi ve kedisi yerine uzun süre önce onlardan ayrılan babasıyla yaşamak isteyen Eva’nın etrafında kimsenin yetişkin olmadığını fark etmesiyle kendi yolunu çizmeye çalışmasını anlatıyor. 

Müzik

Oyuncu, senarist ve yönetmen Angela Schanelec, Berlin Film Festivali’nde ‘Gümüş Ayı En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandığı ‘Müzik’ adlı filminde babasını öldürüp annesiyle evlenen Oedipus mitinden esinleniyor. Filmde, Jon’un Yunan dağlarında doğar doğmaz evlat edinilmesiyle başlayan hikâyesi trajik bir trafik kazası sonrası girdiği hapishanede görme yetisini kaybetmesiyle devam ediyor ve her kaybına karşılık bir şey kazanmaya başlıyor.

Sonsuz Sır

Günümüzün en önemli sinemacıları arasında yer alan Joanna Hogg, Souvenir 1 ve 2’nin ardından yine otobiyografiden yola çıkan anlatılarının yeni örneği ‘Sonsuz Sır’da bir anne kız ilişkisinin kırılganlığını, şefkatini ve gerilimini gotik bir atmosferde ele alıyor.

Başkalarının Çocukları

Fransız sinemasının özgün isimlerinden Rebecca Zlotowski imzalı ‘Başkalarının Çocukları’ kadınların hayatta sıklıkla karşılaştığı açmazların erkek egemen sinemada on yıllardır işlenmediğine dair önemli bir anlatı sunuyor. Zlotowski’nin “kendi izlemek istediği bir filmi” çekmesi sonucu ortaya çıkan yapım, bir kadının sevgilisinin eski eşinden olan kızıyla kurduğu ilişki üzerinden ebeveynlik kavramına farklı bir bakış açısı getiriyor. 

Mania Akbari festivalin konuğu olacak

İran’da geçen yıl başörtüsü takma kurallarına uymadığı gerekçesiyle ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alınıp uğradığı şiddet nedeniyle hayatını kaybeden Mehsa Emini’nin ardından başlayan özgürlük mücadelesiyle dayanışma göstermek ve kadınların başlattığı isyanda feminist direnişin etkisine dikkat çekmek amacıyla özel bir seçki festivalde izleyiciyle buluşacak.

İranlı yönetmen, sanatçı, yazar ve oyuncu Mania Akbari yönetmen koltuğunda oturduğu 2022 yapımı ‘Ne Cüretle Bunu İstersin?’ filminin gösterimi için Uçan Süpürge ve Sinematek/Sinema Evi’nin konuğu olacak. 

Seçkinin detaylarına daha önce derlediğimiz haberden ulaşabilirsiniz.

Ayak Basılmamış Yollar

Super-8 Yılları

Aralarında ‘Babamın Yeri’, ‘Bir Kadın’, ‘The Possession’, ‘Seneler’ ve ‘Kürtaj’ın da bulunduğu yirmiye yakın kurmaca ve anı kitabının yazarı 2022 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Annie Ernaux’nun yazıp anlattığı ve oğlu David Ernaux-Briot ile birlikte yönettiği ‘Super-8 Yılları’ ilk kez festival kapsamında Ankaralı izleyiciyle buluşacak.

Elfriede Jelinek – Dili Esaretinden Kurtarmak

Münih Film Festivali’nde FIPRESCI ödülünü kazanan Claudia Müller imzalı ‘Elfriede Jelinek – Dili Esaretinden Kurtarmak’ 2004 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandıktan sonra tamamen inzivaya çekilen Elfriede Jelinek’in hayatını geniş bir arşiv seçkisi ve akıcı bir kurguyla bir araya getiriyor.

Bridget Murnane imzalı ‘Bella’, hem kariyerinin başlangıcında ona biçilen rolleri yıkıp yeni bir dönem açan hem de sanat dünyası üzerindeki baskılara ses çıkaran sanatçı ve aktivist Bella Lewitzky’nin portresini beyazperdeye taşıyor. Film, hayatı boyunca bildiği yoldan şaşmayan ilham verici bir kadını izleyiciyle tanıştırıyor. 

Ingeborg Bachmann – Çölün Kalbine Yolculuk

Bu yıl Berlin Film Festivali ana yarışmada izleyiciyle ilk kez buluşan usta yönetmen Margarethe von Trotta imzalı ‘Ingeborg Bachmann – Çölün Kalbine Yolculuk’ festival kapsamında gösterilecek.

Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri

Festivalde gösterilecek Laura Poitras imzalı ‘Hayatın Tüm Acıları ve Güzellikleri‘ dünyaca ünlü Amerikalı fotoğrafçı ve aktivist Nan Goldin’in hayatına ve kariyerine dair başarılı bir retrospektif. Belgesel, Goldin’in, ilaçları büyük bir sağlık skandalına yol açan Sackler ailesinin sahibi olduğu ilaç firmasına karşı verdiği mücadeleyi de anlatıyor.

Oyunbozanlar

Sıradaki Kız

July Jung, 2022 Cannes Eleştirmenler Haftası kapsamında dünya prömiyerini yapan ‘Sıradaki Kız’da okuldan mecburi staj için bir çağrı merkezine gönderilen Sohee adlı bir lise öğrencisine odaklanıyor ve bir sistemin yozluğunu tek bir bireyden en tepeye uzanana kadar ele alıyor.

34. Madde

Julia Murat imzalı ‘34. Madde‘ izleyiciyi taciz ve ev içi şiddet davalarında kadınları tutkuyla savunan 23 yaşındaki hukuk öğrencisi Simone ile birlikte, gerçeklik ve fantezinin sınırlarının birbirine karıştığı bir dünyaya götürüyor.

Dünyanın Kralları

Laura Mora Ortega imzalı ‘Dünyanın Kralları’ Latin Amerika’nın darbeler tarihinden kapitalistlerin arka bahçesine uzanan tarihinin de kimleri etkilediği üzerine çarpıcı sert bir portre çiziyor ve yakın dönem Latin Amerikan sinemasının en değerli filmleri arasında gösteriliyor.

Usta yönetmen Chantal Akerman’ın henüz 25 yaşındayken çektiği ‘Jeanne Dielman, 23 quai du Commerce, 1080 Bruxelles‘, geçen yıl Sight&Sound eleştirmenler anketinde tüm zamanların en iyi filmi seçilmişti. İlk kez 1975 Cannes Film Festivali’nde gösterilen film, oğluyla birlikte yaşayan, ev kadınlığı ve annelik görevlerinin yanında geçinmek için seks işçiliği yapan bir kadının hikayesi.

Laura Citarella’nın ‘Trenque Lauquen‘, 30’lu yaşlarındaki Laura’nın filme ismini veren kasabada yeniden doğuşunun, özgürlüğü kaybolmakta buluşunun hikayesi.

Boşlukta

Somnur Vardar, ‘Boşlukta’da Mardinli atanamamış öğretmen Ferhat Atsız ile üniversite hayali kuran kuzeni Emrah Atsız’ı odağına alıyor. Daha iyi bir seçenek çıkana kadar bu işe mecbur olan iki genç bu kısır döngüden çıkmanın yollarını ararken, film işçi koğuşlarındaki yaşamlara, ücretlerini alamayan işçilerin şantiye işgallerine ve büyük bir kentsel yıkıma tanıklık ediyor.

Belgesel kökenli yönetmen Alice Diop, yılın en beğenilen filmleri listelerinde en tepelerde yer alan ve Fransa’nın Oscar adayı ‘Saint Omer‘de ilk kurmaca filmine imza atıyor. Film, Diop’un belgesel geçmişinden de beslenen yapısıyla izleyiciyi şu zor soruyla başbaşa bırakıyor: Ayrımcılığın, toplumdan dışlanmanın, koloniyel sistemin izleri DNA’lar üzerinden annelerden kızlara nasıl taşınır?

Türkiye’den Kadın Filmleri

Kar ve Ayı

Türkiye’de son bir yıl içerisinde festivallerde izleyiciyle buluşan yapımları bir araya getiren bölümde Selcen Ergun imzalı ‘Kar ve Ayı’ adlı film gösterilecek. Merve Dizdar’ın başrolünde yer aldığı film, mecburi hizmet nedeniyle atandığı köyde kendini erk ilişkilerinin, sırların ve kuşkuların arasında bulan bir hemşireyi konu alıyor.

Çoğunluk

Ayça Çiftçi’nin aynı göğün altında birbirine teğet geçen insanların, hayvanların, nesnelerin, duyguların, seslerin, anıların, bakışların, yürüyüşlerin, göçlerin, direnişlerin hikâyesini anlattığı ‘O Sırada Henüz’, Beril Tan’ın ölümün ve kaybın sertliğinin ve üzüntüsünün yanı sıra cenaze ritüelindeki absürd durumları gözlemlediği ‘Farklı Bir Yas’, Ceyda Aşar’ın modern hayatın işleyişi ve insan ruhunda yarattığı tahribat üzerine bir alegori sunan filmi ‘Burası Size Göre Değil‘, Neslihan Bilgin Çelik’in yeni medyayı ve akıllı telefonları kullandığı, toplumsal kadın rollerine gündelik bir ana odaklanarak baktığı ‘Minik Bir İsyan’, Sis Gürdal’ın Türkiye’de üst-orta sınıfta büyümenin kendisine özgü baskıcı ve tutucu taraflarını başarıyla yansıttığı ‘Yazın Sonu‘, Süheyla Noyan’ın Türkiye’de geleceksizleşen gençliğin tasvirini toplumsal kadın rollerinin genç kadınların hayalleriyle arasına nasıl girdiğinin altını çizerek anlattığı ‘Çiçek Açar‘, Esme Madra’nın insanlar arasındaki ilişkinin devinimini doğadan hayatın akışına, danstan müziğe uzanan bir koreografi olarak tasarladığı ‘Fırtına‘, 2023 Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nin yarışma seçkisinde yer alan, toksik erkeklik konusunu mizahi ve yaratıcı bir yorumla mercek altına alan Emine Yıldırım imzalı ‘Kadıköy’ün En İyi Falcısı’, Zeynep Demirhan’ın yok olan bir hafıza karşısında var olmayı sürdürmeye çalışan bir beden ile kişisel belleğin formunu sorguladığı ‘Yüzler‘, Gülce Besen Dilek’in, 2023 Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali’nde yarışan kimlik üzerine güçlü bir anlatı sunan animasyon yapım ‘Kolaj‘, usta yönetmen Handan İpekçi’nin Türkiye’nin yakın dönem atmosferine dair güçlü bir duygu ve sert bir gerçekliği yansıttığı, ülkenin ruh haline dair döküdraması ‘Diyet’ ve Aylin Kuryel ile Fırat Yücel’in imzasını taşıyan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 7/24 canlı yayın yapan kameralarından görüntülerle, İstanbul’da pandemi öncesi yapılan son kitlesel eylem ‘Feminist Gece Yürüyüşü’nün hafıza kaydını sunan ‘8 Mart 2020: Bir Günce festivalde izleyiciyle buluşacak kısa filmler. 

Biletler 27 Mayıs’ta satışta

Festivalin Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşecek gösterimleri için biletler 27 Mayıs saat 12:00’dan itibaren www.biletinial.com üzerinden ve Büyülü Fener Kızılay Sineması gişesinden satışta olacak. 

Bilet fiyatları tam 40 lira, öğrenci 20 lira olarak satışa çıkacak.

Öğrencilere 1000 bilet hediye

Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediyesi öğrencilere 1000 bilet hediye ediyor. Öğrenciler, Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda festival boyunca her gün saat 11:00’de dağıtılmaya başlanacak kontenjan dahilindeki askıda biletleri alıp, o günün Uçan Süpürge seanslarından istedikleri filmi ücret ödemeden izleyebilecekler. 

İranlı kadınlar konuşuyor: Tarih, Sanat, Direniş

‘Uçan Süpürge’ kadın sinemacıları bekliyor

Kaynak : Diken.com.tr

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.