Depremden etkilenen 11 ilde 13 milyondan fazla kişi yaşıyor. Türkiye’nin depremden etkilenen illerinde neredeyse eşit sayıda kadın ve erkeğe sahip olduğunu gösteriyor. Suriyeli mülteciler, 13 milyonluk toplam nüfusun yaklaşık %11,5’ini oluşturuyor…
Depremden etkilenen 11 ilde 13 milyondan fazla kişi yaşıyor. Türkiye’nin depremden etkilenen illerinde neredeyse eşit sayıda kadın ve erkeğe sahip olduğunu gösteriyor. Suriyeli mülteciler, 13 milyonluk toplam nüfusun yaklaşık %11,5’ini oluşturuyor. %11,5’in %46,6’sını yine kadınlar oluşturuyor.
Depreme yakalanan hamile kadın sayısı 226.000
Önümüzdeki ay gerçekleşmesi beklenen doğum sayısının (normal şartlarda, tahmini): 25,000 olması bekleniyor.
Kadınlar için Barınma Güvenliği ve Hijyen Sorunları
CARE International’ın raporuna göre:
Barınma alanları aşırı kalabalık durumdadır ve mahremiyetten, aydınlatmadan yoksundur. Ayrıca birçok barınma alanında kilitlenen kapılar da bulunmamaktadır. Bu durum; kadınlar, kız çocukları ve engelli insanlar için yüksek güvenlik ve koruma risklerine yol açmaktadır. Özellikle kadınlar, kız çocukları ve hamile ve emziren kadınlar için mahremiyet alanları yaratmak için toplu merkezlerde uygun bölmeler ve cinsiyete göre ayrım sağlanmalıdır.
Gayriresmi ve/veya toplu barınakların çevresinde yanlarında erkek bulunmadan evlerini terk etmeyen topluluklardan kadınların ve kızların deneyimlerini ve ihtiyaçlarını anlamak için bağlama özgü daha fazla bilgiye hızla ihtiyaç vardır.
Özellikle hamile ve emziren kadınların, bebekler ve engellilerin; sıcak ve güvenli barınak olmaması, ilaç ve diğer tedavilerinin aksaması nedeniyle tıbbi komplikasyon yaşama riski daha yüksektir.
Menstrüasyonla ilgili sosyal ve kültürel tabular, yetersiz ve kirli su kaynakları gibi durumlar ile birleştiğinde, enfeksiyon riskinin artmasına sebep olmaktadır.
Depremden etkilenen bölgelerde yetersiz beslenme yaygınlığı yüksektir ve özellikle hamile ve emziren kadınlar, yaşlı yetişkinler (>65) ve çocuklar olmak üzere en savunmasız kişiler için hedeflenen stratejiler sekteye uğramıştır.
Afetlerin ardından, paylaşılan tesislerin daha sınırlı ve kalabalık hale geldiği durumlarda (özellikle tuvaletler ve su alanları çevresinde), kadınların cinsiyete dayalı şiddet riskinin arttığı ve genel hijyen ve sağlığa öncelik verme olasılıklarının daha düşük olduğu görülüyor.
Acil Durumlar Sonrası Cinsel ve Ev İçi Şiddet Vakalarında Artış Eğilimi Görülüyor
Raporda aynı zamanda ev içi şiddet, insan ticareti, cinsel şiddet ve cinsel sömürü, istismar ve taciz dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türlerinin, afet gibi acil durumların ardından arttığı belirtiliyor. Bunun yanında yetersiz bildirim mekanizmaları ve sosyokültürel destek sistemlerinin olmaması da faillerin cezasız kalmasına bu tür şiddet vakalarının bildiriminin eksik olmasına sebebiyet veriyor.
Yaşanan doğal afetin ardından iletişim kanalları ve topluluk temelli sosyal güvenlik ağları kesintiye uğrayacağından kadınlar ve kız çocukları için cinsel ve ev içi şiddet risklerinin artma eğilimde. Bu konuda CARE International raporunda, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının da altını çiziliyor ve insani müdahalenin tüm sektörlerindeki aktörlerinin sistematik olarak cinsiyete dayalı şiddeti hafifletmek için önlemler uygulaması konusunda çağrı yapıyor.
“Hatay Afet Kadınlar Birlikte Güçlü” topluluğu, gerçekleştirdiği basın açıklamasında depremin ilk haftasında dahi dile getirilen ihtiyaç ve eksiklikleri sıraladı. Yapılan basın açıklamasında sıralanan bazı ana maddeler şu şekilde oldu:
Depremin 24. Günü olmasına rağmen şehirde hala elektrik ve su olmadığı için temel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Bu yüzden ivedi bir şekilde şehre elektrik ve su verilmelidir.
Tuvalet ve banyoların depremin ilk gününden beri olmaması özellikle biz kadınların ve çocukların sağlığını tehlikeye atmaktadır. Acilen salgınların ve genital hastalıkların çoğalmaması için şehrin dört bir yanında güvenli ve temiz tuvalet, banyolar kurulmalıdır. Halkın erişebileceği hastaneler açılmalıdır.
Bu süreçte en temel ihtiyaçlarımızdan olan hijyen kitleri yaygın ve sürekli sağlanmalıdır.
İstanbul Sözleşmesi başta deprem bölgeleri olmak üzere tüm ülkede uygulansın. Kadınların yaşadıkları yerlerde erkek şiddetine karşı kolayca ulaşabileceği merkezler kurulmalıdır.
Acilen kolektif mutfak, kolektif çamaşırhaneler kurulmalıdır. Kreş ve yaşlı bakım evleri ivedilikle inşa edilmelidir.
Depremin ve kötü yaşam koşullarının yarattığı travma nedeni ile kadınlara her çadır yada konteyner kentte bir psikososyal destek çadırı/konteyneri mutlaka tahsis edilmelidir.
Akıbeti belli olmayan ve verilmeyen çocukların isimleri ve yerleri derhal açıklanmalıdır. Bu süreçte tarikatlara ve yurtlara teslim edilen çocuklar acilen halkın şeffaflıkla erişebileceği güvenli yerlere yerleştirilmelidir.
Kaynak: Doğruluk Payı ve Care International
Hatay Afet Kadınlar Birlikte Güçlü: “Daha güvenli alan oluşturana kadar buradan vazgeçmiyoruz”https://t.co/q279kUNVzU pic.twitter.com/dbsYlh9KIj
— sendika.org (@sendika_org) March 1, 2023
Kaynak : Gazeddakıbrıs